Sülük Tedavisi

Sülük Antik Mısır döneminden beri yapılan bir tedavi şeklidir, 1800’lü yıllarda Osmanlı’da uygulanan bu tedavi yönteminin 2000’li yılların başından itibaren ABD’deki hastane ve kliniklerde ve Avrupa’daki birçok ülkede uygulanmaya başlanmıştır.

Sülüğün bilindiğinin aksine hastayı sadece kanını emerek tedavi etmez, kendinde olan yaklaşık 100-105 enzimi kana aktararak, tedaviyi gerçekleştirir. Sülük başta varis, ağrılı romatizma, kireçlenme, bel ve boyun fıtığı ve bütün baş ağrılarında olmak üzere iktidarsızlık ve kısırlık tedavilerinde de kullanılır.

Özellikle iktidarsızlıkta 5-6 seanstan sonra büyük oranda iyileşme sağlar. Bunun dışında kalp krizi risklerinde ve damar tıkanıklığı hastalıklarında da rahatlıkla kullanılabilir.

Sülüklerin mutlaka tek kullanımlık ve steril olması gerekir, aksi halde birçok hastalığa yol açabilir. Tedaviyi mutlaka ehlinden almak gerekir, aksi halde steril olmayan sülükler özellikle AİDS ve hepatit gibi kanla bulaşıcı hastalıklara neden olabilmektedir.

Sülük tedavisi tok karnına yapılmaz. Yemek yedikten 2-3 saatlik bir açlık gereklidir. Sülük tedavisinden bir iki gün öncesinde protein içeren gıdalar yenmelidir. Sülükler vücudun belirli yerlerine konulmaktadır. Vücutta bulunan kan emildiğinde faydalı enzimler ve bileşikler daha faydalı çalışacaktır. Sülükler tarafından emilen vücudunuz kanlı gözükebilmektedir. Sülük işlemi uygulanan bölgede kanama devam edeceğinden kanın akması için bir pamukla bandaj yapılmalıdır.